DOLAR
Alış: 38.20
Satış: 38.35
EURO
Alış: 43.45
Satış: 43.62
GBP
Alış: 50.71
Satış: 51.08
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
Ana Sayfa
Foto Galeri
1.04.2025
Ben istemedim evlenmeyi
- Ben istemedim evlenmeyi, aklımda başka birisi vardı, ama ailem ısrar edince karşı çıkamadım evlendim, eşim bana hiç ilgi göstermiyordu, beni gezmeye bir kere bile çıkarmadı, hep arkadaşlarıyla zaman geçiriyordu, beni hep ihmal ediyordu. Neden bu tür yaptığını sorduğumda, sen bana karişamazsın git kendi işine bak diyordu. Genc ve güzeldim ama beni istemiyordu, o gün canım çok sıkılmıştı birşeyler hayat sürdürmek istiyordum telefonu elime aldım onun numarası hala telefonumda kayıtlıydı biraz tereddüt ettim sonra aramaya karar verdim…
- Telefon elimdeydi, gözlerim ekrana kilitlenmiş, içimde bir fırtına kopuyordu. Onun numarasını hâlâ saklamış olmamın doğru olup olmadığını sorguluyordum. Ama bir yandan, içimde uzun zamandır hissetmediğim bir kıpırtı vardı. Aramak… Acaba ne yapıyordu? Hâlâ beni hatırlıyor muydu? Eşimle yaşadığım soğukluk, beni sanki bir uçurumun kenarına itmişti. Ama o uçurumdan atlamak değil, oradan uzaklaşmak istiyordum. Belki onunla konuşmak beni toparlayabilirdi. Derin bir nefes alıp numarayı çevirdim. Çaldı… Çaldı… Derken bir ses duyuldu: “Alo?” O an kalbim hızla çarpmaya başladı. Bu sesi yıllardır duymamıştım, ama değişmemişti. Aynı sıcak, aynı güven veren ton. “Merhaba,” dedim. “Benim… Beni hatırladın mı?” Bir anlık sessizlik oldu. Sonra gülümseyen bir sesle, “Tabii ki hatırladım,” dedi. “Bu kadar uzun zaman sonra sesini duymak şaşırtıcı ama güzel.” Konuşmaya başladık. Sadece eski anılardan konuşmakle kalmadık, hayatlarımızın nereye savrulduğunu da anlattık birbirimize. O, başka bir şehirdeydi şimdi. Kendi işini kurmuş, hayatında yeni bir düzen kurmuştu. “Peki sen nasılsın?” diye sordu. Bir an duraksadım. Nasıl olduğumu gerçekten bilmiyordum. Güzeldim, gençtim, ama içimde büyük bir boşluk vardı. “Eh işte,” dedim. “Hayat… Arada sırada yorucu olabiliyor.” O an içimden geçenleri tam anlamıyla dile getirememiştim. Ama o, sesimdeki kırıklığı fark etmiş gibiydi. “Bir şeyler ters gidiyor gibi. Anlatmak istersen buradayım,” dedi. İçimde bir güven hissettim. Ona olan duygularımı, hayatımdaki sorunları, eşimin bana karşı ilgisizliğini anlatmaya başladım. O, beni yargılamadan dinliyordu. “Hiçbir kadın, hele ki senin gibi özel biri, bu tür hissetmeyi hak etmiyor,” dedi sonunda. Bu cümle beni derinden etkiledi. O an bir kez daha fark ettim ki, hayatımda beni anlayan birine ne kadar ihtiyac duyuyormuşum. Konuşmamız bir saatten çok sürdü. Konuştukça içimdeki yük hafifliyordu sanki. Birden bana bir tavsiyete bulundu: “Bir ara kendine zaman ayır ve bu şehirden biraz uzaklaş. Sadece kendinle kalacağın bir yer bul. Belki her şey biraz daha netleşir.” Bu fikir beni düşündürdü. O sırada çocuklarım uyuyordu ve evde bir sessizlik hakimdi. Onunla konuşmayı bitirdikten sonra kendi kendime bir karar verdim. Eşimden bağımsız, kendim suretiyle bir şeyler yapmam gerekiyordu. Ertesi gün çocukları anneme bıraktım ve şehirde küçük bir butik otel buldum. Orada birkaç gün kalmayı planlıyordum. O süre süresince kendimle baş başa kaldım. Geceleri yıldızlara bakarak düşündüm: Hayatta ne istiyordum? Gerçekten neye ihtiyacım vardı? O süreçte yazmaya başladım. Duygularımı, kırıklıklarımı, mutluluklarımı bir deftere döktüm. Kendimi daha iyi tanım etmeye başladım. Eşimle aramdaki mesafesi nasıl kapatacağımı düşünüyordum. Ona ulaşmak suretiyle bir yol bulmam gerekiyordu. Dönüşte bir şeyler değişmişti. Ben daha güçlüydüm, kendime daha çok güveniyordum. Eşimle konuşmaya karar verdim. Onunla oturup sakin bir şekilde yaşadıklarımızı anlattım. İhmal edildiğimi, kendimi yalnız hissettiğimi söyledim. İlk başta beni dinlemek istemedi, ama sonra bir şeyler dank etmiş gibi yüzü değişti. “Senin bu kadar kırıldığını fark etmemişim,” dedi. “Ben de iyi bir eş olamadığımı biliyorum.” Bu konuşma, evliliğimizi yine inşa etmek suretiyle bir dönüm noktası oldu. Birlikte terapiye gitmeye başladık. Zamanla, birbirimizi yine tanım etmeye başladık. Bana çiçekler getirmeye, dışarıda süre geçirmeyi tavsiye etmeye başladı. İlk başta her şey tuhaf geliyordu, ama sonra alıştık. O telefon konuşması belki de hayatımı kurtarmıştı. Çünkü o gün fark ettim ki, insan birtakım hallerde kendi sesini duyabilmek suretiyle başkalarının sesine ihtiyac duyuyor. Ve en önemlisi, hiçbir zaman kendimi ihmal etmemem gerektiğini öğrendim.