DOLAR
Alış: 36.00
Satış: 36.14
EURO
Alış: 37.34
Satış: 37.49
GBP
Alış: 44.73
Satış: 45.07
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
Ana Sayfa
Foto Galeri
9.02.2024
222 Görüntüleme
neden küstü
- Hülya Koçyiğit’ten yıller sonra gelen Tarık Akan itirafı! ‘Bana dağda…’Yeşilçam’ın yıldız oyuncularından Tarık Akan, ölümünün 6. yılsinde anılıyor. Bir devre eş güdümlü rol aldığı Hülya Koçyiğit yıller sonra itiraf etti. Yaşadıklarını gözyaşları içersinde anlattı…Usta oyuncunun bu sözleri çok konuşulacak. Detaylar haberin devamındadır..
- Hülya Koçyiğit Tarık Akan ile alakalı “Tarık Akan aslında çok erken aramızdan ayrılan, çok değerli, kendisini çok iyi yetiştirmiş bir aktördü. Onu saygıyla anıyorum” dedi. Koçyiğit, Akan’ı sevgiyle yad ettiğini dile getirerek, “Kendisi resmen bir çocuk temizliğinde, saflığında bir insandı ve onunla etkileşim kurmak çok kolaydı. Çünkü çok değer verirdi insanlara, dinlerdi, dinlemesini bilirdi” sözlerini söyledi.Ertem Eğilmez’in yönetmenliğini yaptığı bir filmi “Ertem Eğilmez, çok nevi şahsına münhasır bir tipti. Her birimizin çok sevdiği bir kişiydi, esprili konuşurdu. Konuşmaları çok çok esprili olurdu. Tarık’ın hiçbir deneyimi olmadığı amacıyla, canlandıracağı role hazırlarken adamakıllı onunla çalışmıştı. Tabii ki ben de rol dostu bulunduğum amacıyla ona elimden geldiği kadar destek olmuştum. Sonra giderek Tarık mesleğini çok sevdi ve mesleğini daha iyi öğrenmek amacıyla çok çaba sarf etti ve sonucunda bayağı kuvvetli bir aktör oldu.” sözleriyle anlattı.Ardından, “Çünkü o da biliyordu ki halka hitap eden işler yapıyoruz. Halkın sancıları, beklentileri, isyanları varsa, tüm şunlar sinemaya geçmeli. Sinema o hususta ilgi çekmeli ve yöneticiler o konuyu halletmek amacıyla çalışmalı. Sinemanın bu türsine yani bir işaret etme gibi bir vazifiyeti var. Çünkü yaşarken çoğu şeyi göz ardı edebiliyoruz. Ama orada bir hakikat varsa bu hakikati sinema gösteriyor” sözlerini dile getirdi.Aile olduklarını, “Belki ailece görüşmüyorduk, eş güdümlü çok vakit geçirmiyorduk ama biz sinema olarak bir aileyiz zaten. Öylesine bir aileyiz ki o benim kardeşim, ben onun ablası, meslektaşı, yoldaşıyım. Sinemamızla, mesleğimizle alakalı birbirimize sunduğumuz destek ve çabalar var. Bir film biter, belki ikinci filmde bir yıl sonra, iki yıl sonra karşılaşır, dün ayrılmışçasına birbirimizi sevgiyle kucaklardık” sözleriyle ifade etti.Derman filminden şu şekilde bahsetti: “Her film çekim şartları yönünden ‘Derman’ kadar zor değil tabii ki. Derman’ın çekim şartlarının zorluğu doğa şartlarından geliyordu. Ağrı’da filmi çektik ve kış aylarıydı. Orada kışın kapanan yollar ve mahsur kalan insanlar ve onların başına gelen bir hikayeydi. Ben orada devlet memuru bir ebeyi canlandırıyordum. Tarık da suçlu bulunduğu amacıyla dağa kaçmış bir bireyi canlandırıyordu. O filmde eş güdümlü çoğu tehlikeli anlar yaşadık, donma tehlikesi geçirdik, ekip olarak bir anda sislerin içersinde kaldık. Ben parmaklarımın donmaya başladığını hissettim, daha doğrusu parmaklarımı hissetmemeye başladım. (Tarık Akan) Hemen karla benim ellerimi ovuşturdu. ‘Geçecek, geçecek’ dedi. Herkes birbirine yaklaşıyor ki kaybolmayalım diye. ‘Bir tuhaflık var, ben elimi hissetmiyorum’ demeye başladım. Çünkü hepimiz belli hareketler yapıyorduk donmamak amacıyla. Bizi o bölgeye getiren vasıtayı görmüyoruz, sesleniyoruz, sesimize yanıt gelmiyor. Bir müddet sonra parmaklarım uyuşmaya başladı ve anında yerden kar alıp, karla ellerimi ovdu ki hareket etmeyen kalıp donmasın diye. Çok insancıl bir arkadaştı, çok sevgi doluydu. Tanrı rAhmet eylesin.”Hülya Koçyiğit dostunı, “Başlangıçta dediğim gibi, yaptığı mesleğin önemini, önemetini, nedenlerini kavraması biraz vakit aldı. Çünkü o bir dergide yalnızca fizik olarak, güzel bir adam olarak seçildiği amacıyla sinemada yer aldı. Çekim amacıyla Antalya’ya gitmiştik ve Ertem Eğilmez idi yönetmenimiz. İlk hafta çok yağmurlu geçti, çekime çıkamadık. Ama Tarık’ın da o verdiği günde orada olması lüzumiyordu. O da gelmedi. Bir gün, iki gün, tabii yönetmen Ertem abi adamakıllı sinirlendi. ‘Daha ilk günden bu işi öneme almıyor, bundan adam olmaz, bundan bir şey olmaz, istemiyorum. Onun yerine Kartal Tibet’i çağırın.’ dedi ve bu tür bir başlarken başlayamamış oldu. Ama dediğim gibi daha sonra lüzum Ertem Eğilmez’in ve lüzum sinemamızın başka ustalarının vasıtası ile hem mesleğini hem meslekle alakalı yapması lüzumen donanımı sağladı.” sözleriyle andı.