Ana Sayfa Yazarlar 24.05.2023 1264 Görüntüleme
İÇİNDE BİNBİR EMEK BARINDIRAN EL SANATLARI

İÇİNDE BİNBİR EMEK BARINDIRAN EL SANATLARI

Dekoratif El Sanatları dalında bir Usta Öğretici olarak;  bir ülkenin kültürel kişiliğinin en canlı ve anlamlı belgesidir el sanatları. O kadar çok çeşidi vardır ki, saymakla bitmez. Kişinin el becerisi ve hayal gücü ile ortaya muhteşem sanat eserleri çıkmaktadır.

Özellikle çalışmayan ev hanımları ve emekli olmuş insanlar zamanlarını verimli şeylerle geçirmek isterler. Günümüzde kadınların en popüler hobileri arasında yer alan ahşap boyama tekniği ise hoşça vakit geçirmenin en güzel yollarından biridir. Eski eşyaları değerlendirmeyi sevenler için, ahşap boyama ve süsleme ilk sırada yer alıyor.

Eğer bolca boş zamanınız var, yapacak bir şey bulamıyorsanız bu tarz etkinlikler, sizin için biçilmiş kaftandır. Zevk ve yeteneklerinize göre seçtiğiniz hobiler sayesinde kendinizi hem daha verimli hem de daha üretken hissetmeniz mümkündür. Üretirken hoşça zaman geçirecek ve gereksiz şeyleri düşünmekten de kurtulmuş olacaksınız. Aslında bir nevi ruhu dinlendirme seansı da diyebiliriz.

Eğer eski eşyaları değerlendirmeyi, onlara yeni ruhlar, yeni anlamlar katmayı seviyorsanız ahşap boyama sizin için öncelikli bir tercih olmalıdır. Çünkü bu faydalı uğraş sayesinde, yüzüne bile bakılmayacak, çöpe atılacaklar arasına girmiş bir eşyayı mağazadan yeni alınmış bir hale getirmek sizin elinizdedir. Üstelik el emeği ile yapılan her şeyin manevi değeri, ne eskir ne de tükenir.

Çalışmak ibadettir. Çalışan, Allah’ın dostudur. Onun dostu olmak, rızasını kazanmak için, boş durmamalıdır.

Bir gün, Peygamber efendimiz, bir yerden geçerken, boş duran birisine selam vermedi; fakat dönerken aynı adama selam verdi. Eshab-ı kiram: “Ya Resulallah, geçerken selam vermediniz, dönerken niye selam verdiniz?’’ diye hikmetini sordukları zaman, cevaben buyurdu ki: “Giderken hiçbir iş yapmıyordu. Boş duranı Allah sevmez. Allah’ın sevmediğine selam vermeyi uygun bulmadım. Dönüşte ise bir çöple olsa bile, yeri karıştırıyordu. Yani bir şeyler yapıyordu. Onun için selam verdim.’’

Halk eğitim merkezleri bünyesinde ve Belediyelerimizin sosyal tesislerinde açılan kurslar da hanımlarımızın el becerisini geliştirmek, boşa vakit geçirmemek ve yaptığı ürünleri satarak ev ekonomisine katkıda bulunmalarını sağlamaktadır.

Öğrenmenin yaşı yoktur, günümüzde mesleği ve becerisi olmayan insan geleceğini hazırlayamaz. Bayanlarımızın meslek sahibi olması da ülkemizin kalkınmasında önemli rol oynayacaktır.

Şunu aklımızdan çıkarmamalıyız: “Gelişmiş toplumlar, aynı zamanda sanatını zirveye çıkarmış toplumlardır.”

Sanat insanın ruhunu, iç dünyasını kötülüklerden uzak tutan, acılarını, üzüntülerini az çok unutturabilen, görüş ufuklarını alabildiğine genişleten bir varlıktır. Büyük Fransız düşünürü Jean-Jacques Rousseau’ya göre, insanlar derin bir suyun içinde boğulur gibidir. Bu derin su hayatın çeşitli zorlukları, tatsızlıklarıdır. İşte sanatın çeşitli dalları bu suya sarkmış sağlam birer ağacın dallarıdır. Boğulmak üzere olan kişi, bu dallardan birini yakalayıp ona tutunursa yaşama gücünü yeniden elde etmiş bulunur.

Çocuklarımıza sanatı sevdirmeye, onlara bir sanat eserini anlamaları için gerekli bilgileri vermeye çalışırken, kendilerinin de heveslerine, eldeki imkânlara göre, bir sanat dalı ile uğraşmalarını da düşünmeliyiz.

Hele çocuğunuzda sanata karşı büyük bir heves, doğuştan bir kabiliyet varsa onun bir sanatçı olarak yetişmesine de imkân vermelisiniz. Nice büyük sanatçılar, çocukluklarında duydukları hevesin anaları, babaları eliyle geliştirilmesi sayesinde yetişmişlerdir. Buna karşılık kim bilir gene nice sanat kabiliyetli çocuk, analarının, babalarının, yanlış bir düşünüşle, onların heveslerini kırmaları, gelişmelerine, yetişmelerine imkân vermeyişleri yüzünden sönüp gitmişlerdir.

Sözlerimi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün şu sözleriyle sonlandırmak istiyorum: “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir!”

Sevgiyle kalın.

Yazar Hakkında

Adı Soyadı:

Mesleği:


Tema Tasarım |