Ana Sayfa Güncel 6 Haziran 2022

Musa Guliyev: “Bu görüşmelerin uzun süreceğini düşünüyorum…”

“Bu gibi saferler, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki kalıcı barış anlaşmasına zarar veren adımlardır.”

Azerbaycan Milletvekili Musa Guliyev ile sesli basın röportajı okuyurların dikkatine sunar:

-Sayın vekilim, yabancıların Karabağ’a yaptıkları yasadışı saferler hakkında yorum yapmanızı rica ederiz. Bu saferlerin devam etmesi barış sürecine zarar verebilir mi? 

– Yabancıların Azerbaycan’dan Karabağ’a izinsiz ziyaretleri, sadece Azerbaycan kanunlarına değil, dünyanın kabul ettiği hukuk ilkelerine de  haykırıdır. Yani dünyada böyle bir yasa var. Birey her ülkenin topraklarına seyahat ederken o ülkenin gerekli kurumlarının iznine ihtiyaç duyar. Yani en azından vize kimliği gibi gümrük kuralları dikkate alınmalıdır. Bugün, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınır çizgisi henüz belirlenmediği için Rus Barış Güçleri, 10 Kasım 2020 tarihli anlaşmaya göre Laçın koridorunu, yani eski Ermenistan ile Karabağ’ı birbirine bağlayan yolu gözlemliyor. Aslında yabancıların Karabağ’a izinsiz girişlerinin sorumluluğu Rus Barış Güçlerine aittir. Hatırlarsanız Fransa’da cumhurbaşkanlığına aday olan Marin Le Pen, seçim öncesi Karabağ’ı ziyaret etmişti. O sırada Azerbaycan hem Rusya’ya hem de Fransa’ya protesto notası gönderdi. Bu gibi saferler, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki kalıcı barış anlaşmasına zarar veren adımlardır. Bazı yabancıların Karabağ’a izinsiz ziyaretleri de Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanımadığı anlamına gelmektedir. Kısacası, bir yandan Azerbaycan devletine meydan okumak demektir. Bu tür sorumsuz adımların karşılıksız kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Ermenistan, Azerbaycan ile kalıcı bir barış anlaşması istiyorsa, bu tür adımlara izin vermemelidir. Bence bu kısa vadeli bir durum. Barış güçleri dolduğunda Azerbaycan’ın tüm bölgeyi kontrol edeceğini düşünüyorum. Barış Gücü Güçlerinin görev süresi 2025 yılına kadar geçerlidir. Bu gibi  izinsiz ziyaretler tekrar olursa, Azerbaycan Laçın koridorunda kendi gümrük kontrol noktasını kurabilir ve bölgeyi kontrol edebilir. Bu adım hem Rusya hem de Ermenistan tarafından anlayışla karşılanmalıdır. Ermenistan durumun farkında. Ancak Ermenistan içindeki siyasi gerilimler, Paşinyan’ın kalıcı barış için ciddi adımlar atmasına engel oluyor. Ermenistan içindeki bu siyasi gerilimin yakında sona ereceğini düşünüyorum. Bugün Ermeni nüfusunun büyük çoğunluğu Azerbaycan ile yeni bir savaş istemiyor ve aynı zamanda Ermeni kamuoyu Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesini memnuniyetle karşılıyor.

– Paşinyan’ın bugünlerde İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmede, iki ülke liderleri arasında Karabağ meselesi yeniden ele alındı. Bu toplantıyla ilgili görüşlerinizi almak istiyoruz. Ayrıca bölgedeki yeni gerçekler, siyasi ve ekonomik gerçeklerin hangi kısmı İran için geçerli değil? İran burada beklenmedik ne gibi hamle yapabilir? 

-İran ve Ermenistan liderleri, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinde İran’ın rolünü tartıştılar. İran devleti, Bağımsızlık Günü münasebetiyle Azerbaycan’a bir mektup göndererek, “Azerbaycan topraklarını işgalden kurtardıktan sonra bölgedeki durum değişti. Bu durumda İran-Azerbaycan ilişkileri yeni bir aşamaya girecek”, gibi bir ifadesi vardı. Buradan da anlaşılacağı gibi, İran’ın Azerbaycan topraklarının Ermeniler tarafından işgal edilmesi faktörünü tanıdığı açıktır. Aynı zamanda İran’ın bölgedeki mevcut duruma karşı tutumunu da gösteriyor. Bu nedenle İran-Ermenistan görüşmelerinin Azerbaycan-Ermeni ilişkilerinin normalleşme sürecine olumsuz bir etkisi olmayacağını düşünüyorum.

-Bugün Azerbaycan bir takım kelimelerin kullanımını yasaklamıştır. Karabağ’ın statüsü de çözüldü. Rusya ile Mosokova Anlaşması da imzalandı. Ancak bugün Karabağ’da barış gücü bulunan Rusya da, Ermenistan’ın kendisi de, “Artsak” kelimesini toprak paylaşımı olarak kullanmaya devam ediyor. Bu konuda bazı adımlar atmak gerekmiyor mu? 

– Azerbaycan, 44 günlük Karabağ savaşı ile topraklarını işgalden kurtarmayı başardı. Sayın Cumhurbaşkanı, kendisinin de belirttiği gibi, artık Dağlık Karabağ diye bir toprak birimi yoktur. Dağlık Karabağ ihtilafı tarihi geçmişten başka bir şey değildir. “Artsak” terimi artık ciddi ve etkili Rus basını tarafından kullanılmamaktadır. Bugün bu terim sadece Ermeniler tarafından kullanılmaktadır. “Dağlık Karabağ” terimi bazen Rus basınında kullanılmaktadır. Bu tür ifadelerden rahatsız olmayı doğru bulmuyorum ve bu sözler zamanla kullanılmayacaktır. Önemli olan  bu tür terimlerin resmi toplantılarda kullanılmamasıdır. Bence bu aşamada Azerbaycan kelime oyunlarına fazla önem vermemeli, asıl amacın bir barış anlaşması imzalamak olduğu gerçeğinden uzaklaşmamalıyız. Bugün, çatışmanın tamamen çözülmesini, sınırların çizilmesini, bir barış anlaşmasının imzalanmasını, diplomatik ilişkilerin kurulmasını düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bugün Azerbaycan, Karabağ’da yaşayan Ermeni asıllı Azerbaycan vatandaşlarına tüm yasal ve sosyal koşulların sağlanması için garanti vermiştir. Karabağ’dan yerinden edilen yurttaşlarımız da Karabağ’a dönmek ve orada Ermeni asıllı Azerbaycan vatandaşları ile yaşamak zorunda kalacaklar. Bir diğer etken de kuşkusuz Ermenistan ile Türkiye arasındaki diplomatik, insani ve kültürel bağların yeniden kurulmasıdır.

-Önümüzdeki haftadan itibaren Azerbaycan-Ermeni sınır belirleme komisyonları toplantısı yapılacak. Bu toplantıdan beklentileriniz nelerdir? Azerbaycan  enklav arazilerden vazgeçecek mi?

– Tabii ki, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınırların çizilmesi, iki ülke arasında bir barış anlaşmasının yapılması için önemli faktörlerden biridir. Bugün, savaşın bitiminden bir buçuk yıl sonra, Ermenistan hala bir barış anlaşması imzalama sürecini erteliyor. Bunun temel nedeni Ermenistan içindeki intikamcı güçlerin Paşinyan üzerindeki baskısıdır. Bu durumda Paşinyan büyük bir barış anlaşması imzalamaya cesaret edemedi. Bu sorunu çözmek için zaten adımlar atıldı. Her iki tarafta da komisyonlar oluşturuldu ve bu komisyonların müzakereleri başlayacak. Bu görüşmelerin uzun süreceğini düşünüyorum. Yakında herhangi bir görüşmeye gelmek mümkün olmayacak. Buradaki kilit konu, tarihe dayalı olarak sınırları çizmek için hangi haritaların kullanılacağıdır.

– Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan Başbakan Yardımcılarının son görüşmesi hakkında yorumlarınızı rica ederiz. Yani Rusya tam 15 yıl Azerbaycan sınırını çizdi, Ermenistan ile bu süre ne kadar sürebilir? Bu süreç devam ederken barış anlaşması uzayacak mı? Yani bugün Azerbaycan Gürcistan ile sınırların yüzde 30’u tespit edilemiyorsa, bu meselenin Ermenistan ile kısa bir sürede yapılacağına inanmak zor değil mi?

– Evet, sınır çizme süreci uzun süre devam eder ve sınırların çizilmesinin bir barış anlaşmasının imzalanmasını engellememesi gerektiğini düşünüyorum. Zangezur topraklarında Ermenistan ile sınırları belirleyip Büyük Barış Antlaşması’nı imzalayabileceğimizi düşünüyorum. Diğer alanlarda, zaman içinde sınırlama yapılabilir. Bahsettiğiniz gibi Rusya ve Gürcistan ile bu tür sınırların belirlenmesi uzun yıllar aldı. Türkmenistan ve İran ile Hazar Denizi’nin bölünmesine ilişkin müzakereler bile hala devam ediyor ve bu müzakereler henüz sonuçlanmış değil. Bu nedenle sınır konusunun ertelenebileceğini kabul ediyorum, ancak bunun Ermenistan ile Azerbaycan arasında bir barış anlaşmasının imzalanmasına engel olmayacağını bir kez daha vurguluyorum. Ermeni tarafı, barış anlaşmasının imzalanması sürecinin uzamasının Ermenistan’ın hem siyasi hem de ekonomik açıdan gerilemesine yol açacağını kesinlikle anlamalı ve bu süreçte siyasi irade ortaya koymalıdır.

Ülker Fermankızı

Sürücü Kursu
Tema Tasarım |