Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Sevgili kardeşlerim bugün 20 Temmuz 2022 yani KKTC’nin Barış ve Özgürlük Bayramı, öncelikle kardeşlerimizin özgürlük ve barış bayramı kutlu olsun. KKTC bizim göz bebeğimiz, Doğu Akdeniz’deki en önemli inci tanemiz ve Türkiye’nin güvenliği ve ekonomik gelişmesi ile hak ve menfaatleri açısından son derece kritik öneme sahip bir lokasyonda bulunuyor. Her yeni yıl daha fazla refah, daha fazla huzur, daha fazla özgürlüğün getirilmesini yürekten temmeni ediyorum.” dedi.
KKTC TÜRKLER İKİYE BÖLÜNDÜ
“KKTC ile alakalı, özellikle almamız gereken tutum konusundaki düşüncelerimi bu vesileyle bir kere daha dile getirmek istiyorum.” diyen Yılmaz, “Daha önce KKTC’de görüşmelerin başlama arifesinde veya başladığında uyarılarda bulunmuştum. Kıbrıs konusunda daha önce epey bir zaman bakmış bulunuyorum. Kıbrıs benim için gerçekten önemli dosyalardan bir tanesidir. Kıbrıs’ta şu anda 2 tane kesim var, 1 tanesi Türkiye’yi isteyen kesim, bir de Avrupa Birliği’ni isteyen kesim. Türkiye’yi isteyen kesim daha çok KKTC’nin yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığının devam etmesini isteyen kesim, Avrupa Birliği’ni isteyen kesim ise federasyoncu, eyaletçi kafadır. KKTC’nin veya oradaki Kıbrıs Türklerinin toprak olsun, vatandaşlık olsun ve diğer konulardaki hassasiyetlerini çok fazla duyarlı davrandıklarını düşünüyorum.” Şeklinde konuştu.
Ayrıca Yılmaz açıklamasının devamında kullandığı ifadeler şöyle:
Biz şu anda adanın yüzde 36’sını elimizde tutuyoruz. Sahil şeridinin ise % 54’ü bizim elimizdedir. Bizim Kıbrıs’ta çakıl taşı bile verecek durumumuz yok. Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimizi, Yenilik Partisi olarak biz geldiğimiz anda Münhasır Ekonomik Bölgenin İlan edilmesi ile koruma altına alacağız çünkü deniz alanlarının belirlenmesi ve oradaki bir çakıl taşına bile ihtiyacımız var. KKTC, vatan toprağıdır ve hiçbir şekilde bir yerin devredilmesi mümkün değildir.
KKTC HİÇBİR YERE TANITILMIYOR!
Şimdi Rumlar adanın tamamını istiyorlar. Rumlar, Kıbrıs’taki Türklerle kendilerini eşit görmeyi bırakın, Türkleri azınlık olarak görüyorlar. Zaten böyle gördükleri için yani % 36 bizim elimizde iken % 28,5 düşmesine rağmen elimizdekiyle bile yetinmediler, daha da fazla istediler. Daha fazla istiyoruz dediler. Şimdi değerli kardeşlerim çözüm şudur; müzakereler kesinlikle Türkiye’ye kaybettiriyor. Bakın, AKP müzakereden hiçbir zaman kaçamıyor. Biz artık iki devletli yani KKTC için çözüm isteyeceğiz diyorlar ama yalan söylüyorlar. KTC hiçbir yere tanıtılmıyor. Halbuki sosyal yardım yaptığınız, kredi desteği sağladınız Afrika’daki pek çok ülkeye tanıtabilirdiniz ama tanıtmıyorlar. Türkiye olarak yani AKP’nin çarpık bir politikası var. KKTC ile ilgili bir kere Yenilik Partisi olarak bu çarpık politikalardan vazgeçip yeni politikalar uygulayacağız. Çünkü bu politikayla Türkiye hiçbir yol alamaz. AKP tamamen Rumların istediği çözümü masada tutuyor. Nedir o çözüm? Federasyon. Biz neyi destekliyoruz? KKTC’nin bağımsızlığını ve başka ülkelere tanıtımını destekliyoruz. Peki AKP ne istiyor? AKP, KKTC’yi biz tanıdık, başka yeri tanımasın istiyor. Ne getiriyorlar, izolasyonları kaldırın diyorlar. Ya izolasyon ayrı, tanınma ayrı, izolasyon başka bir şey. Biz ise başından beri Meclis’te yapmış olduğumuz açıklamalarda da değindiğimiz gibi, KKTC bağımsız, müstakil, mevcut sınırlarıyla yoluna kıyamete kadar devam etmesi gerekir.
KKTC de ikiye bölünüyor dedim ya bir Türkiyeliler bir de Avrupa Birliği isteyenler. Türkiyelilerin giderek sayısı azalıyor çünkü bağımsızlık devam etsin istiyorlar. Ben Yenilik Partisi başkanı olarak şunu söylüyorum, ben asla ve asla Birleşmiş Milletler’in uhdesinde federasyonun konuşulduğu bir masaya oturmam. Peki AKP ne yapıyor? Her defasında kalkıyor. Benim bir daha oturmam lazım. Aynı benim dediğim gibi ben bir daha oturmam diyor. Sonra 1-2 yılın arından tekrar oturuyor. Federasyonu tartışmaya başlıyorlar.
BENİM GÜNDEMİM TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİDİR
Türkler için bizim yapmamız gereken kesinlikle gerçek manada KKTC’nin bağımsızlığını öngören bir anlaşma dışında kesinlikle ve kesinlikle hiçbir şekilde masaya oturmamaktır. Masaya oturduğunda federasyon konuşur. Biz dünyada eşi benzeri olmayan bir durum yaşıyoruz. Ülkeler bir yapıyı bağımsızlığa götürür ve ona sahip çıkarlar. Biz ise bağımsız KKTC’ye sahip çıkmıyoruz. Onu tekrar geri getirip Rum kesiminin kontrolüne sokacak federasyona çevirmek istiyoruz. İşte bu yanlıştır. Ben bu kasaba politikacıları ile aynı düşünmüyorum. Ben AKP, CHP ve diğerleriyle aynı düşünmüyorum çünkü benim gündemim farklı. Benim gündemim Türkiye’nin gündemidir.
KKTC’YE SAHİP ÇIKILMASI LAZIM
Bunlar sahtekardır. Bunlar dış politikanın sahtekarlarıdır. Benim söyleyeceğim şudur; Türkiye için KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki varlığı yaşamsal bir şeydir. Doğu Akdeniz’deki haklarımızın, menfaatlerimizin Münhasır Ekonomik Bölgenin acilen ilan edilmesinin en önemli desteklerinden birisidir. Yarın Ortadoğu’daki olaylar alevlendiğinde KKTC’ye çok iyi sahip çıkmak gerekir. KKTC bizim için doğal bir askeri üsdür. Benim istediğim çözümde hakikat olacak, Türk askeri orada olacak, garanti anlaşması olacak. Orada güvenlik anlaşması olacak ve haklarımız kıyamete kadar korunacak. Benim istediğim çözüm budur. Onların istediği çözüm ise; federasyon.
KKTC’DE BAĞIMSIZLIK BAYRAĞI KIYAMETE KADAR DALGALANACAK
KKTC’ye güçlü bir şekilde sahip çıkılması lazım ki, Türkiye’de Doğu Akdeniz’de rahat edebilsin. KKTC eğer tamamen Rumlarla olmuş olsaydı orada çok kritik şeyler olurdu ama şükürler olsun bizim elimizde kaldı. KKTC’de inşallah o bağımsızlık bayrağı kıyamete kadar dalgalanacak.
