Ana Sayfa Sağlık 6 Ağustos 2021

Soğuk algınlığı mı, alerji mi yoksa Delta varyantı mı?

Salgının yeni dalgalarına neden olarak görülen Delta varyantının belirtilerinin alerji ve yaz nezlesi gibi rahatsızlıklarla karıştırılması test yaptırıp yaptırmama konusunda pek çok kişiyi tereddütte bırakıyor. Uzmanlar varyantın ayırt edici özelliklerini açıklıyorlar.

B.1.617.2 olarak da adlandırılan Delta varyantı, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, Aralık 2020’de Hindistan’da ortaya çıktı ve o zamandan beri 85’ten fazla ülkeye yayıldı. Dahası, yayılıp çoğaldıkça başka bir mutasyon daha doğurdu. Delta plus olarak isimlendirilen bu varyant ise henüz endişe nedeni olarak görülmüyor.

Ancak uzmanlar Delta özelinde araştırmalarına devam ediyorlar. Varyantın hangi semptomlara sahip olduğu en çok merak edilen konulardan biri. COVID-19 ile farklı semptomlara sahip olan varyant, özellikle soğuk algınlığı, saman nezlesi ve alerjik rahatsızlıklarla karıştırılabiliyor. Bu da varyantın daha çok yayılmasına neden olabiliyor.

NORMALLEŞME GRİP VAKALARINI DA ARTIRACAK

Ayrıca araştırmalara göre maske takma ve sosyal mesafe gibi corona virüsünün yayılmasını engellemeye yönelik önlemler, geçen yılki grip mevsimini etkili bir şekilde hafiflettiği için grip vakalarında da dikkat çekici bir düşme yaşandı. Örneğin; ekim ve ocak ayları arasında sadece 155 Amerikalı grip nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Bir yıl önce ise bu sayının yaklaşık 8.600 olduğu belirtiliyor.

Ancak Amerikalılar maskelerini atıp normal aktivitelerine döndükçe, uzmanlar solunum yolu enfeksiyonlarının tekrar daha yaygın hale gelebileceği konusunda uyarıyor.

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) Direktörü Rochelle Walensky, temmuz ayında Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki aylarda, insanlar maske takmıyorsa – ki bu durumu şimdiden görmeye başladık – maske takılmayan yerlerde üst solunum yolu enfeksiyonlarında büyük olasılıkla bir artış olacağını tahmin ediyorum” dedi.

San Francisco’daki California Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan Dr. Monica Gandhi de Insider’a “Soğuk algınlığının geri geldiğine şüphe yok” dedi. Gandhi, bazı durumlarda soğuk algınlığının hafif bir COVID-19 vakası ile kolayca karıştırılabildiğine dikkat çekti.

AŞILARIN ETKİSİYLE SEMPTOMLAR DEĞİŞİYOR

Mayıs ayında yayınlanan CDC raporuna göre, ocak ve nisan ayları arasında aşılanan Amerikalıların sadece yüzde 0,01’i (100 milyon insandan yaklaşık 10.000’i) tamamen aşılandıktan sonra COVID-19’a yakalandı. Bu enfeksiyonların yaklaşık yüzde 27’si de asemptomatikti. Rapora göre geri kalan hastalarda virüsün hafif ila şiddetli arasında ilerlediğini tahmin ediyor. Hastalık, yaygın olarak ateş, öksürük, koku veya tat kaybı, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve yorgunluk gibi çeşitli semptomlar ile ortaya çıkıyor. Ancak aşılar genel olarak semptomları hafifletiyor olabilir, bu nedenle ortalama bir vakanın ne gibi belirtilere sahip olduğunu söylemenin zor olabileceği belirtiliyor.

COVID Semptom Çalışması da tamamen aşılanmış kişilerde koku kaybının, aşılanmamış olanlara göre daha yaygın olduğunu bulurken, yüksek ateşin de aşısızlarda aşılılara göre daha yaygın olduğunu belirtiyor.

SOĞUK ALGINLIĞINA ÇOK BENZİYOR

King’s College London’da epidemiyolog olan Tim Spector, Insider’a virüsle ilgili şu açıklamaları yaptı: “Umudumuz, durumun daha da hafifleyeceği yönünde. Yani sadece soğuk algınlığı gibi olacak.”

COVID semptomları uzun zamandır öksürük, ateş ve koku kaybı olarak tespit edilmiş olsa da, yeni varyantın boğaz ağrısı, baş ağrısı ve burun akıntısı veya hapşırma gibi daha soğuk algınlığına benzer semptomlar gösterdiği de bildirildi.

Profesör Spector şunları söyledi: “Mayıs ayının başından beri, araştırmamız için uygulamamızı kullanan hastalardaki en önemli semptomlara bakıyoruz ve bunlar artık eskisi gibi değil. Bu varyant biraz farklı çalışıyor gibi görünüyor. İnsanlar bir tür mevsimsel soğuk algınlığına yakalandıklarını düşünebilir ve yine de partilere gidip altı kişiye daha virüsü bulaştırabilirler.”

Spector, gençlerin özellikle dikkat etmeleri gerektiğine dikkat çekti: “Eğer gençseniz, daha hafif semptomlar görülebilir. Kötü bir soğuk algınlığı gibi gelebilir, yine de evde kalın ve test yaptırın.”

Uzmanlar, COVID-19 ile sık sık karıştırılan saman nezlesinin belirtilerini şu şekilde sıralıyorlar:
– Hapşırık ve öksürük
– Burun akıntısı veya tıkalı burun
– Kaşıntılı, kırmızı veya sulu gözler
– Boğazda kaşınma
– Koku ve tat kaybı
– Şakak ve alın etrafında ağrı
– Baş ve kulak ağrısı
– Yorgun hissetmek.

CDC’ye göre Delta varyantının semptomları ise şu şekilde:

– Ateş veya titreme
– Öksürük
– Nefes darlığı veya nefes almada zorluk
– Tükenmişlik
– Kas veya vücut ağrıları
– Baş ağrısı
– Yeni tat veya koku kaybı
– Boğaz ağrısı
– Tıkanıklık veya burun akıntısı
– Mide bulantısı ya da kusma
– İshal

PEKİ DELTA OLDUĞUNU, NASIL ANLAYABİLİRSİNİZ?

Saman nezlesi semptomları birkaç gün boyunca gelip geçme eğiliminde olur ve genellikle antihistaminik ilaçlarla iyileşebilir. Ancak COVID semptomları daha kalıcı olacak ve iyileşmeden önce daha da kötüleşecek.

Soğuk algınlığı ve COVID-19 kademeli olarak gelişme eğilimi gösterirken, alerjiler daha ani semptomlara neden olur. Ortalama olarak, COVID-19’lu insanlar enfekte olduktan beş gün sonra kendilerini hasta hissetmeye başlarlar. Benzer şekilde, soğuk algınlığı olan kişilerde sekiz gün boyunca boğaz ağrısı, dokuz ila 10 gün arasında baş ağrısı ve iki haftadan fazla süren tıkanıklık, burun akıntısı veya öksürük olabilir.

Alerjiler ise çok daha farklı bir seyre sahip; alerjen hava terk edilene kadar sorun çözülmez. Bazı burun akıntıları COVID-19’la değil polenlerle ilişkili olabilir.

DETAYLARA DİKKAT

Ayrıca saman nezlesinden farklı olarak, COVID ile kendinizi halsiz hissetmeniz ve boğaz ağrınızın olması daha olası. Allergy UK yardım kuruluşunda uzman alerji hemşiresi Margaret Kelman şunları söylüyor: “Boğazınızı kaşındırabilen saman nezlesinin aksine, Delta varyantının boğazınızı bademcik iltihabı gibi ağrıtması daha olası.

Delta varyantı ile baş ağrılarınız çok daha şiddetli olur. Öksürük ayrıca kuru ve sürekli olma eğilimindedir. Herhangi bir şüpheniz varsa, üç ana semptomdan birini yaşıyorsanız bir PCR testi yaptırabilirsiniz.”

AMERİKA VE İNGİLTERE’YE HAKİM OLDU

Şu anda Delta varyantının birincil tür haline geldiği bölgelerden biri de New Jersey. Aşılama arttıkça test sayısı da düşüyor. Bununla birlikte, eyalet kayıtlarına göre; New Jersey’deki teyit edilmiş vakalar temmuz ayının başından bu yana istikrarlı şekilde artıyor.

8 Temmuz’da eyalet sağlık yetkilileri 264 onaylanmış COVID-19 vakası bildirirken dört hafta sonra, 5 Ağustos’ta bu sayı 1.345’e çıktı. Kayıtlara göre, bu süre boyunca test edilen vakaların yüzde 83’ünden fazlası Delta varyantıyla bağlantılıydı.

Vali Phil Murphy, Ağustos ayı başlarında düzenlediği basın toplantısında, “Neredeyse her gün, bu varyantın daha önce düşünülenden daha bulaşıcı ve daha ölümcül olduğunu gösteren bazı yeni araştırmalar alıyoruz” dedi.

Standart testlerin ortaya çıkaramadığı ve ancak genomik dizileme bakarak teşhis edilen varyant bu ayın başında Amerika Birleşik Devletleri genelinde, tüm vakaların yüzde 82’sinden fazlasıyla bağlantılıydı. Bu tür; Çin, Hindistan, Rusya ve İngiltere’de de egemen oldu.

CDC’DEN YENİ ÖNERİLER

CDC yetkilileri geçtiğimiz ay, hem aşılı hem de aşısız kişilerin kalabalık bir kapalı ortamda maske takmalarını önermek için kılavuzlarını güncelledi. CDC’nin maske ile birlikte kılavuzda yer verdiği öneriler şu şekilde:

– Ellerinizi sık sık sabun ve suyla yıkayın veya bir tutam el dezenfektanı kullanın.
– Kalabalıklardan ve yetersiz havalandırılan iç mekanlardan kaçının.
– Evin dışındaki insanlardan 6 metre uzakta durun.
– Tam oturan bir maske takın.

Sürücü Kursu
Tema Tasarım |