Songül Alcı, Türkiye’nin turizmde ve sağlık turizminde dünyanın göz bebeği olduğunu, Özellikle saç ekimi alanında dünyada hala en çok tercih edilen ve en güvenli ülkelerden birinin Türkiye olduğunun altını çizerek, koronavirüs ardından alınan önlemlerine, saç ekimi ve estetik trendlerinin ne olduğuna, Bu süreçte estetik ve saç ekimi yaptıracak insanların nelere dikkat etmesi gerektiğine, Ofis ve klinik ortamda sosyal mesafe, maske ve dezenfeksiyon konusuyla ilgili vatandaşlarında merak ettiği bir çok hususa cevap verdi.

Mutsuzluk, güvensizlik ve içe dönüklük gibi sorunlar
Türkiye’de saç ekimi denilince ilk akla gelen isimlerden birisi olan Saç Ekim Uzmanı Songül Alcı,”Saçlarımız varlığımızdan bu yana güzelliğin, sağlığın, timar mi sembolü olmuştur. Hangimiz aynaya bakarken saçları kontrol etmekle başlamıyor.” ifadelerini kullanarak, Saç dökülmesiyle birlikte gelen özgüven sorunlarının farkında olduğunu, saç eksikliği ile, mutsuzluk, güvensizlik ve içe dönüklük gibi sorunlarla uğraşmak zorunda kalındığını, bu sorunun kişiye ve aktif iş hayatınında ön planda kalmaktan imtina edildiğini bildiğini kaydetti.

Batı medyasında orta doğu ülkesi algısı hâkim
Uzun yıllardır bu sektörde olduğunu dile getiren Songül Alcı, Korona sürecinde sağlık personeli ve sağlık tesisilerinin kalitesi daha da farkedildiğini belirterek, “Her zaman ülkemizin ve özellikle İstanbul’un bu konudaki ayrıcalıklı imkanlarını ve konumunu ulusal ve uluslararası düzeyde dile getirdik ve getirmeye de devam edeceğiz. Özellikle Covid-19 sürecinde sağlık hizmetleri anlamında önemli işlere imza attık ve sektör olarak çok iyi yönettik bu süreci. Sağlıkçılar için her kayıp trajiktir ama süreci ve tabii ki kayıplarımızı bunu bu denli yoğun ve yüksek nüfusa sahip bölgede en asgari düzeyde tutabildik. Ve tüm bunlar uluslararası platformda da fark ediliyor. Ama maalesef hakkettiğimiz repütasyona sahip değiliz. Özellikle batı medyasında orta doğu ülkesi algısı hâkim. Ama biz objektif değerlendirildiğinde hem sağlık personeli hem tesisleşme hem de teknik ekipman anlamında dünyanın önde gelen ülkeleri arasındayız. Ve tüm bunlar bizi ilerleyen dönemlerde sağlık turizminde daha da ileriye taşıyacak. Korona sürecinde ülkemiz sağlık personeli ve sağlık tesisilerimizin kalitesi dahada farkedildi ve ileriki dönemlerde bakanliğin da çalışmaları ile sağlık turizminde belkide en iyi olma yolunda olacağız.” dedi.

Yeni Zelanda’dan tutun, avrupa ülkelerinden Amerika Birleşik Devletlerine kadar geniş bir hasta profilimiz var
Çok geniş bir portfüyleri olduğunu, hiçbir zaman belli bir ülkeye ve piyasaya yönelik çalışmadıklarını, hedeflerinin hep ulaşılabilir ve üst düzey bir hizmet vermek olduğunu belirten Alcı, “Buna bağlı olarak son 19 yılda dünyanın dört bir yanında estetik branşlarında ve özellikle saç ekiminde çok iyi bir noktaya geldik. Her hastamıza anadilde hizmet verebiliyoruz. Bugün Yeni Zelanda’dan tutun, avrupa ülkelerinden Amerika Birleşik Devletlerine kadar geniş bir hasta profilimiz bulunuyor. Bu başarımız da aldığımız ödüller ile taçlanıyor. Ödüller bizim için tabii ki çok değerli, özellikle sektörel olarak verilen bu ödüller objektif ve bilimsel değerlendirmeler sonuçunda veriliyor. Ama bizim için en önemli ödül hastalarımızın hayatlarına dokunabilmek ve onlara güzel ve sağlıklı bir gelecek sunabilmektir” dedi.

Hastlarımızla çok yakın duran bir ekipiz. Ofis ve klinik ortamında sosyal mesafe, maske ve dezenfeksiyon ayrılmaz parçalarımız oldu
Corona ile ilgili Sağlık Bakanlığı‘nın yönetmeliklerini hayata geçirdiklerini Saç ekiminin cerrahi bir süreç olup, bu işlemi diğer cerrahi işlemlerden ayrı görülmemesi gerektiğine dikkat çeken Songül Alcı, “Aslında bizim adımıza çok fazla değişen bir şey olmadı. Ameliyathaneler zaten her zaman steril ve her türlü bulaşıcı hastalıktan koruyacak düzeyde işletiliyor. Bizim için asıl değişiklik hastalarla temasta oldu. Hastlarımızla çok yakın duran bir ekipiz. Ofis ve klinik ortamında sosyal mesafe, maske ve dezenfeksiyon ayrılmaz parçalarımız oldu. Bunlara ek olarak ofis ve bekleme alanı gibi açık ve ortak bölgeler günlük olarak sterilize ediliyor. Yüz maskeleri, hastalara takılan maskeler, hava dezenfeksiyonu, girişte ateş ölçme ve yakında korona testleride rutine girecektir. Sırf bu süreçte değil, her zaman hastane ortamında ve tıbbı gereksinimler dikkate alınarak yapılmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Saç ekimi cerrahi bir süreç olup, bu işlemi diğer cerrahi işlemlerden ayrı görülmemesi gerekiyor. Bu işlemi hastane dişi ortamlarda daha fazla görüyorduk artık hastane yapılmaması gerektiğini korunma sterilizasyon önlemlerinin ne kadar mühim olduğu kişiler farketmiş yıllardır söylediğimiz hastane ortamına daha da dikkat edeceklerini umuyorum.” dedi.

Erkekler ve Estetik…
Saç, sakal veya saç ekiminde kendilerine olan rağbetin devam ettiğine işaret eden Songül Alcı, “Ağrısız ve safir yöntemler bugün en çok uyguladığımız yöntemler arasında. Bu teknikler sayesinde daha ağrısız, daha hizli iyileşen, sonuç veren ve en önemlisi doğal sonuçlar alıyoruz.” ifadelerini kullanarak, “Estetik alanında aslında son dönemde gördüğümüz bir trend var. Artık erkekler de kadınlar kadar saç ekimi haricinde estetik işlemler talep ediyor. Bu konuda hem dünyada hem de ülkemizde erkeklerde bir geri durma ve çekinme vardı. Artık bu zincirlerin kırıldığını görüyoruz. ”